FAMİ MSD tarafından hazırlanan, Neta ART Güzel Sanatlar AYK Sahnesinden YouTube kanalımızda canlı olarak yayınlanan bir Sanata Destek konserlerimizin dördüncüsünü tamamlamanın sonsuz mutluluğunu yaşıyoruz. Başta konuğumuz Ferhat Ersoy, Moderatörlerimiz Nursaç Doğanışık ile İkrami Özturan ve bizlere destek olan, izleyen, yüreklendiren sanatseverlere sonsuz teşekkürler…

FAMİ MSD tarafından hazırlanan, Neta ART Güzel Sanatlar AYK Sahnesinden YouTube kanalımızda canlı olarak yayınlanan bir Sanata Destek konserlerimizin üçüncüsünü tamamlamanın sonsuz mutluluğunu yaşıyoruz. Başta konuklarımız Eda-Metin Özülkü, Moderatörlerimiz Nursaç Doğanışık ile İkrami Özturan ve bizlere destek olan, izleyen, yüreklendiren sanatseverlere sonsuz teşekkürler…

FAMİ MSD tarafından hazırlanan, Neta ART Güzel Sanatlar AYK Sahnesinden canlı olarak yayınlanan bir sanata destek programını daha tamamlamanın sonsuz mutluluğunu yaşıyoruz. Başta konuğumuz Ayşe Taş, Moderatörlerimiz Nursaç Doğanışık ile İkrami Özturan ve bizlere destek olan, izleyen, yüreklendiren sanatseverler ve sazendelerimize sonsuz teşekkürler…

Gün birlik olma zamanı dedik… Canlı yayın konuğumuz TRT İstanbul Radyosu Sanatçısı ve FAMİ MSD THM Koro şefi Sayın Nursaç Doğanışık ‘ın “pandemi sürecinde FAMİ MSD için ne yapabiliriz?” sorusundan çok güzel ve anlamlı bir online konser çıktı. Doyumsuz sohbetiyle ve türküleriyle bu destek konserini gerçekleştiren Sn. Nursaç Doğanışık’a, FAMİ MSD için fedakarlık sergileyen saz sanatçıları Ferhat Ersoy, Kutay Özcan, Mine Yıldırım ve Behrad Bonyadi’ye sonsuz teşekkürler. Bizleri yalnız bırakmayan ve destekleyen seyircilerimize de ayrı ayrı teşekkürler.


Derneğimiz kurulduğundan bu yana sadece sanat için çarpan kalplerle, kenetlenmiş ellerle ve gönülbirliği etmiş dillerle inançla ve gururla yol almaya devam ediyor.
Beş yıllık yolculuğumuzda bizlere katkı sağlayan tüm kurum, kuruluş ve şahıslara kalbi teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu beş yılımızı özetleyen videoyla, yolumuza ve yolculuğumuza eşlik eden ve edecek tüm sanatseverleri saygıyla selamlıyoruz.

En büyük,en anlamlı bayramlarımızdan biri olan 19 Mayıs’ın 101. Yılına ulaşmanın haklı gururunu yaşıyoruz.

Ve bizler yine evlerimizde özgürlüğümüzden yoksun şekilde günleri sayarak, yüreğimizde dostlarımızla kavuşma anları için özlemlerimizi biriktiriyoruz.

FAMİ Ailesi olarak, mili mücadelemizin ilk adımının atıldığı, Türk Milleti’nin bağımsızlık ve özgürlük umutlarının inanca dönüştüğü, kurtuluş ateşinin yakıldığı ve aydınlık bir geleceğe olan inancın kuvvetlendiği günün coşkusunu elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce evlerimizden, çeşitli şehirlerden sizlere aktaralım, gönüllerinize dokunalım istedik, ulaşabildiğimiz her yürekle, ama tek nefesle…

Tıpkı bir ulusun yeniden doğuşunun başladığı günlerdeki gibi yine birlik ve beraberlik duygularımızla; Atamızı , bu uğurda canlarını veren şehitlerimizi yad edelim ve en kıymetlilerimiz olan geleceğimizin bekçileri gençlerimize o sevinci, bağlılığı, minneti müzik yoluyla, coşkuyla, inançla, gururla aktaralım istedik..

Sarı saçlı, mavi gözlü ulu önderin, kurtuluş yolunda attığı ilk adımın 101. Yılını kutluyor, başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere özgürlük ve bağımsızlık yolundaki tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

TBMM’nin açılışının ve çağdaş uygarlığa giden asırlık öykünün 100.yıldönümünde, uygarlığın getirisi bir virüs nedeniyle evlerdeyiz, Anıtakbir’den, meydanlardan, Atatürk anıtlarından, çocuklarımızın tören alanlarından/okullarından uzağız.
Doğaldır ki; geçirdiğimiz süreçte kimi zaman mutsusuz, umutsusuz ve de kaygılıyız…
Her şeyi yeniden tanımlıyoruz, belliyoruz, kumaşlarımızı yendien teyelliyoruz…
Tıpkı Atatürk’ü, bayramları, sahip olduğumuz Cumhuriyet değerlerini ve dinamiklerimizi yeniden tanımladığımız gibi…
Ne güzel ki; bu çaba içinde Ataya olan yakınlığımız, devrimlerine olan bağlılığımız ve çocuklarımıza olan inancımız çok daha güçlü biçimde artıyor.
Günün sahibi olan çocuklarımızın coşkusu daha bugünden evlerin camlarından ve balkonlarından tüm evrene haykırılmaya başlandı bile. Dünyanın en güzel perdeleri, çiçekleri o camları öylesine güzei süsleyemez, böylesine alımlı hale getiremez.
Biz büyüklerin duyguları bugün çok daha güçlü, çünkü yokluğu tattığımız bu günlerde özlemle, inançla, umutla daha da bilendik. Mutsuzluğumuzun, umutsuzluğumuzun panzehirini dostluk, vatan sevgisi ve sanat olarak belledik.
FAMİ MSD Ailesi olarak sizlere bu umutla, inançla ve sanatla seslenmek istedik.
Ulusal egemenlik ve çocuk bayramımız kutlu ve daim olsun.
Video için başta Ulku Oral Ilkay Nerat Ferhat Ersoy olmak üzere değişik şehirlerden katkı sağlayan tüm koristlerimize teşekkür ederiz. Elbette onları yetiştiren değerli şefleri Ayşe Taş, Nursaç Doğanışık ve Yıldırım Bekçi‘ye kalbi teşekkürlerimizi sunuyoruz…

TBMM’nin kuruluşunun 100. Yılını ve Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramımızı belki sokaklara taşarak, hep bir ağızdan şarkılar söyleyip kucaklaşarak kutlayamayacağız. Ama içimizde ki inanç ,sevgi ve coşku o kadar güzel ki; ne olursa olsun, nerede olursak olalım yaşarız yaşatırız
İşte sevgili Fami MSD Çocuk Koromuz da Atatürk’ün Türk ve dünya çocuklarına armağan ettiği bayramlarının o pırıl pırıl coşkusunu evlerinde kendi imkanları ile çektikleri videolarla evlerimize , yüreklerimize taşıdılar.
Tüm çocuklarımızın bu en güzel bayramı kutlu olsun, sonsuz olsun

Prof.Dr. Sayın İlber Ortaylı ‘nın FAMİ MSD TSM İstanbul Korosunun Asker Bestekarlar ve Güfte Şairleri Konserindeki açış konuşması (mini konferansı)
“…. Programa baktım İkisinin ortasında bir program yapılmış. Tabi güftecilerin ve bestecilerin asker olması galiba bunda çok etkili. Ölçüyü buluyorlar daima. ”Ümidi Aşkım”da Cumhuriyetimizin kurucusu, ebedi Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız Mustafa Kemal Paşa’nın bir şarkısı. Padişahlarımızın hepsinin aşağı yukarı bir bestesi ve güftesi vardır. Bence bir haksızlık yapılan 2.Mahmut olmuş gözümden kaçmadıysa. Bizim Devlet Başkanlarımızın musikiye yaklaşımı da çok ilginçtir. Bugün bizlerin takip ettiği bağnazlıktan uzaktır. Çünkü Türkiye ikiye ayrılmıştır. Millet alafranga dinler, alaturka dinler, bunu bir ideoloji haline getirirler. Musikiden ideoloji olmaz fakat müzik ideolojinin üstünde bir şeydir. Doğrudan doğruya kültürü, tekniği de içerdiği için bir medeniyetin parçasıdır. Aklı başında bir milletin bu konuda sınırları olmaz. Biz Türk’üz, Doğuluyuz fakat o doğunun içinde de Akdeniz medeniyetindeniz. Bizim bir musikişinasarkadaşımızın dediği gibi Akdeniz’in seslerinin içine Ümmü Gülsüm de girer, Amelie Rodriguez de girer, Eddie Piaf da girer, Zehra Eren, Safiye Hanım da girer. Bu musikilerin hepsi de Atatürk’ün dinlediği şeylerdir. Sofya’ya ataşemiliter olarak gittiğinin ikinci gecesinde operaya gidiyor ve temsilde çok muvaffak tabi Balkanlar, Romenler ve Bulgarlar çok iyidir operada. “Adamların Balkan Muharebesindeki hareket kabiliyetinin nedenini buldum” diyor arkadaşına. Çünkü musikiyi o şekilde icra etmek, tertiplemek büyük bir organizasyon dehasıdır. Başkomutanımız alaturkayı çok iyi bilir, güftesi de elindedir, tabiki besteden de anlar ve en enterasan tarafı da Türk Operasını da o oluşturmuştur. Millet operayı daha önce dinledi, dinleyen padişahlar da var. Abdulhamit gibi seven ama operayı müessesei olarak kurmak onun işidir. Türkiye’de ordunun medeniyetin her safhasında olduğu gibi musikide de atılımcı ve öncü bir rolü olduğunu teslim etmek zorundayız. Çok açıktır. Yani burada bir örnek görüyoruz. 2.Mahmut büyük bir alaturkacıdır fakat Batı musikisini de o derece anlamıştır ki mehterle modern bir savaş yapılamayacağını düşünüyor, bandoyu değiştiriyor. Ondan sonra biz mehteri tekrar ihdas ettik bir moral olacağı için yerine göre. Bugün de devam ediyor ama o ilk andaki reaksiyonunu anlamanız lazım. Bir zamanlar dünyayı titreten Beethoven’ları, Mozart’ları bile orijinal tarafıyla hayran bırakan mehterimizi “bununla muharebe yapılmıyor” diye Mızıka-ı Hümayuna çevirmiştir. İçerde tanıdığımız yaşayan ve ebediyyete intikal etmiş çok önemli bestekârlarımız var. Bunların bazılarının orduyla ilgilerinin olduğunu bilmiyordum. Çok erkenden ayrılmışlar. Bu bir meseledir. Bunun üzerinde durulacaktır. Gerçekten şunu da bilmemiz lazımdır. Sultan Abdulaziz Han sadece güreş tutmuyor, çok büyük bir alafranga besteleri var. Avrupaya çıktığı zaman karşılayanlar Osmanlı İmp.luğunun anti emperyalleri. Anti emperyalleri nerde dedikleri zaman cevap yok çünkü Abdulazizin valse davetini, portelerini filan çalıyorlar, onla karşılıyorlar kendi besteleriyle. Ciddi güzel şeyler, bugün yine dinlenmeye başladı. 5.Murat iyi bir bestekârdır ve tabi ki son halife de bayağı ciddi bir bestekârdır. Bunların çoğu alaturkada da sivrilmişlerdir. Yani 3.Selim, 2.Mahmut geleneği devam etmiştir. Bu Cumhuriyette de devam etmiştir. Bugün herkesin bir ölçüde takip etmesini temenni ediyoruz….” 

FAMİ MSD TSM İstanbul Koromuz 25 Ocak 2020 Cumartesi günü CRR’de Sn Yıldırım Bekçi şefliğinde çok özel bir konsere imza attı. Asker bestekar ve güfte şairlerinin eserlerinden oluşan konserin öncesinde Prof.Dr. Sn. İlber Ortaylı mini bir konferans verdi. Sanat danışmanlığını Sn. Turhan Taşan ‘ın yaptığı, sunuculuğunu İkrami Özturan ‘ın yaptığı gecenin ikinci bölümünde de Yıldırım Bekçi Serap Kuzey ve Mustafa Sağyaşar ‘dan oluşan solistler geçidi icra edildi. Halka açık ve ücretsiz olarak verilen konserin arasında AKUT Arama Kurtarma Derneği standı ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı…